Tıpkısının Aynısı!

yazar:

kategori:
Annem ve ben, 25 yaşındayız.

Hepimiz biraz annemize, biraz babamıza benzeriz. Azıcık anneannemizden almışızdır, çok az da babaannemizden. Kız dayıya, oğlan halaya çekmiştir. Gözlerimiz tıpkı dedemizin gözleridir. İşte böyle oluşur fiziksel yapımız.

Yürüyüşümüz, yemek yiyişimiz, gülüşümüz, sinirlendiğimizdeki bakışımız birilerini çağrıştırır yine. Üstelik beraber büyümemize bile gerek yoktur. Babasıyla büyümeyen bir oğlan aynı babası gibi yürüyebilir mesela, ilginçtir.

Hiç tanımadığımız, tanıma ihtimalimiz bile olmayan atalarımızın karakterinden de parçalar barındırırız. Kendinizi farklı biri gibi hissettiğiniz çekirdek ailenizin orta yerinde bir gün biri çıkar ve der ki “Bunun dedesi de böyleydi!

Fiziksel özelliklerimiz, hatta karakterimiz üzerinde böylesine söz sahibi olanlar kaderimizi yazabilirler mi peki?

Reiki masterlar “Aile karması”ndan bahsederler. Bu, bizden önceki kuşaklardan bize taşınan ruhsal dersler, düğümler demek. Özetle; “Yapma, çocuğundan çıkar!

Tabii bu yalnızca yaptıkları bir kötülüğün bizim hayatımızdaki tezahürü anlamına gelmez, geliştirdiği duygu durumu da bizlere geçerek hayatımıza etki edebilir. Mesela dediğim dedik bir anneannenin torunu olarak büyüdükçe dominant bir yapıya sahip olabilirsiniz çünkü muhtemelen anneniz de dominanttı.

Yaşımız büyüdükçe anne ve babamızda sevmediğimiz huyları üzerimize almaya başlarız, fark ettiniz mi? Onlar gibi olmaktan korktukça onlara dönüşürüz. Bu aramızdaki sessiz bir anlaşmadır. Onlara kızarız çünkü onlar kendini değiştirmezse biz de kaçınılmaz sona gideceğimizin farkındayızdır. Onlar kadar üzülüp, onların yaptığı hataları yapıp, onlar kadar pişman olabiliriz.

Annesi babası ayrılan bir kız çocuğunu düşünmenizi istiyorum şimdi. Yerde oturmuş bebekleri ile oynuyor. Bir komşu teyze gelmiş annesiyle sohbet ediyor kızın yanında. Anne anlatıyor “E benim annemle babam da ayrılmıştı zaten, bak ben de ayrıldım…” Komşu teyze cevap veriyor “Ah yazık, inşallah bu kız aynı şeyleri yaşamaz, annenin kaderi kıza derler…

Küçük kız teyzeye bir bakış fırlatıp odadan çıkıyor, ağlaya ağlaya dua ediyor “Allahım, ne olur ben büyüyünce kocamdan ayrılmayayım.

Yıllar geçiyor, kız büyüyor ve her yerde şöyle söylüyor: “Evlilik çok saçma değil mi ya? Hiç benlik değil, aman uzak olsun!” Çünkü ayrılma ihtimalini sıfırlamanın tek yolu hiç evlenmemektir.

Korkularımız, kaderi tekerrürden koruma isteğimiz mekanizmamızda bir yere yerleşiyor. Sık dile getirdiğiniz düşüncelerinizi gözden geçirin, kaçı korktuğunuz için bulduğunuz mazeretleriniz aslında?

Aile karmanızdan kaçarak kurtulamazsınız maalesef. Yüzleşip, değiştirmeye çalışmanız gerekiyor.

Ayrılmaktan korktuğunuz için evliliği reddeden bir maskeyle dolaşmak yerine, ebeveynlerinizin yaptıkları hataları anlamanız ve her şeyden önemlisi onları affetmeniz gerekiyor.

Size duygularını göstermeyen babanızı ve bunu ona öğreten dedenizi affedin. Kimsenin huzuru kaçmasın diye gördüğü haksızlıklıklar ve zorbalıklar karşısında susan annenizi ve o da sustuğu için anneannenizi affedin.

İşte o zaman kendi kaderiniz üzerinde söz hakkına sahip olabilirsiniz.

Hayat iç içe geçmiş çemberlerden oluşuyor. Değişmesini istediğiniz yerden nazikçe koparın ve devam edin.

Annenizin kaderini değil, güzelliğini alın.

🌸


Yorumlar

“Tıpkısının Aynısı!” için bir yanıt

  1. Sakine Aktan avatarı
    Sakine Aktan

    👍🙏

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir