2017/ İstanbul – 25 Yaş Sancıları

yazar:

kategori:

2017/ İstanbul

Yeni insanlarla tanışmak, uzun uzadıya anlatmak, uzun uzadıya dinlemek, canciğer kuzu sarma olmak, kalabalıklara karışmak yoruyor beni şu ara.

Dün yine tartışıyoruz kasımda 25 mi oluyorum, dolu dolu mu 25 diye. Henüz 26 yaşında olmak için küçüğüm. Henüz evde kalmak için, arkadaşlarımın çocuklarının Şebnem teyzesi olmak için küçüğüm, henüz stilettoları ile başarılı bir iş kadını olmak için küçüğüm, henüz büyüdüğümde onu süreceğim dediğim Wish adlı parfümü almak, büyüğümde buradan giyeceğim dediğim Zara’dan alışveriş yapmak için küçüğüm.

Konuya nereden buraya geldim? Heh! Ama işte kimseyle konuşmak, buluşmak, uzlaşmak istemediğim zamanlarda biraz yaşlı hissediyorum kendimi, benden geçmiş gibi. Huzur istiyorum, sessizlik, sakinlik… Bazen de koşasım geliyor, merdivenleri durmadan inip çıkmak, sokaklarda catwalk(!) yapmak eteklerim uçuşurken. “Çok gülüyorsun” diyenlere inat çın çın çınlatmak etrafı.

“Ben politikacı değilim, benim stratejilerim yok” demiştim bi kere birine, arada bu cümleyi sessizce tekrarlarım, lakin şu sıra politiğim, hele ki Haliç’e bakarken “Sana bakınca aşka tekrar inanıyorum” diyorum bir çapkın edasında. Sahi, şiir yazan adamlara güvenmediğimi söylemiş miydim?


Her neyse bir gün lisedeki edebiyat öğretmenim sormuştu kendini sözlü mü yoksa yazılı mı daha iyi ifade ediyorsun diye, o zamanlar hitabetime olan güvenimden “sözlü” diye cevap vermiştim. İnsan dolu dolu 25 olunca konuşarak anlatamıyormuş bir şeyleri, şimdi yazmak benim için tuttuğum nefesi dışarı vermek gibi. Yine de siz siz olun kelimelerinizi hak etmeyenler için tüketmeyin.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir